Pekâlâ, buna karşılık vatandaşların sorumlulukları var mıdır? Sorumluluklar, yurttaşların derhal ya da gelecekte bir şey yapması ya da bir şeyden vazgeçmesi olarak ifade edilebilir. 1982 Anayasasında “temel hak ve hürriyetlerin, kişinin topluma ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumlulukları” olduğu (md.12/2); demokratik toplumun ve hukuk devleti olmanın bir parçası olarak yurttaşların da sorumlulukları olduğu belirtilmiştir. Anayasal sorumluluklar bakımından esas meselelerden biri vatandaşların hak ve özgürlükleri anlamında kendini konumlandırması ve talep, itiraz ve şikayetlerini dile getirmesidir.
İhlaller karşısında eğer mevcut ise yetkili mercilere başvurmak ve devleti, idareyi denetleyen mekanizmaları harekete geçirmek bir yurttaş sorumluluğudur. Eğer böyle bir mekanizma yok ise başvuru imkânının sağlanması hakkını talep, temel bir yurttaş sorumluluğu olarak düşünülmelidir. Sosyal demokrasilerde, karar mekanizmalarına katılmak yani yaşamını ilgilendiren konularda kendini konumlandırmak, söz sahibi olmak vatandaşın sorumluluğu olarak değerlendirilmelidir. Elbette bunu yerine getirmek için yurttaşların haklarının farkında olması gerekir ve bu farkındalığın oluşturulması da sosyal devlet ilkesi gereği devletin sorumluluklarını yerine getiriyor olması ile doğru orantılıdır. Yani bir yandan yurttaşlar talep şikayet ve itirazlarını dile getirmeli; diğer yandan devlet de bunu gerçekleştirmek için gerekli kamusal alan ve hizmeti sağlamalıdır.