5. Kademe Merkezleri ve Etki Alanları &  Fonksiyonel Bölgeler Çalışması 6. Kademe Merkezleri ve Etki Alanları & Coğrafi Bölgeler ve 5. Kademe Fonksiyonel Bölgeler

(Kaynak: Gezici ve Hewings, 2007)

Fonksiyonel bölgeler, şehir yönelimli bölgeler olarak tarif edilmektedir (Keskin ve Sungur, 2010). Merkezi yerler kuramından hareketle 1982 yılında, Türkiye’de de DPT Kalkınmada Öncelikli Yöreler Başkanlığı (KÖYB) tarafından bir fonksiyonel bölgeler çalışması yapılmıştır (KÖYB, 1982). Bu çalışmada merkezilik “bir yerleşmenin çevresi ile ilişkisini en yoğun bir biçimde sürdürebilmesi için ulaşılabilirliği en yüksek bir yerde oluşması” olarak tarif edilmekte (KÖYB, 1982, s.VI) ve insan yerleşmelerinin kademeli bir merkezilik içinde olduğu belirtilmektedir. Merkezilik tayininde kullanılan parametreler ticaret ilişkileri, haftalık pazar ilişkileri, eğitim ilişkileri, sağlık ilişkileri, ulaştırma ilişkileri, haberleşme ilişkileri ve mevsimlik göç hareketleri dikkate alınmıştır. Bu çerçevede Türkiye’deki yerleşmeler yedi kademeye ayrılmıştır. 1. kademe merkezler olarak tüm köyler, 2. kademe merkezler olarak, yukarıda bahsedilen kriterlere göre seçilmiş merkez köyler, 3. kademe merkezler olarak ise genellikle (%93) ilçe merkezlerinden oluşmuştur. Bu aşamada 504 adet 3. kademe merkez tespit edilmiştir (age. s. 124). Merkezi yerler kuramından esinlenerek oluşturulmaya çalışılan bölgelerde, il ve ilçelerin bir araya gelmesi ile oluşturulan daha geniş bölgelere ancak 4. kademeden itibaren rastlanabilmektedir. 4. kademe merkezler 1, 2 ve 3. kademede bulunmayan mal ve hizmetlerin temin edilmesinde kullanılan ‘alt bölge merkezleri’ olarak tanımlanmaktadır. Yapılan çalışmada 58 adet 4. kademe merkez tayin edilmiştir. Bunlardan 42’si il merkezi, 16’sı ise ilçe merkezleridir

KÖYB raporunda (KÖYB, 1982) 5. kademe merkezler ‘bölge merkezi’ olarak tanımlanmaktadır (s.142). Çalışmaya göre bağımlı bölgeleri ile birlikte 5 kademe ve üzeri merkezler aynı zamanda birer fonksiyonel bölgedir. Bu kademede ‘merkez etki alanındaki yerleşmeler arasında fonksiyonel bir bağlılık ve tamamlayıcılık söz konusu olmaktadır. Bu tip ilişkiler sisteminden kaynaklanan bölgelerde bölge merkezleri fonksiyonu gören şehirler çeşitli bölgesel mal ve hizmetleri üretmekte ve bağımlı bölgelerine dağıtmaktadırlar’ (s.142). Bu nedenle de bölge bazında alınacak sosyo- ekonomik yatırım kararlarında birincil derecede öneme haizdirler. Çalışmada 11’i 5. kademe olmak üzere, daha üst dereceli bölgeleri ile birlikte 16 adet fonksiyonel bölge tespit edilmiştir. 5. kademedeki merkezler Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Kayseri, Konya, Malatya, Samsun, Sivas ve Trabzon olarak belirlenmiştir.

6. kademe merkez olarak belirlenen bölgeler, aynı merkezilik ilişkisi içinde, bölge merkezlerinin kendilerinde bulunmayan mal ve hizmetleri temin ettikleri merkezlerdir. Bunlar ‘üst bölge metropolü’ olarak tanımlanmaktadır. Adana, Ankara, Gaziantep, İzmir bu kademede yer alan bölgelerdir. 7. kademe merkez ise, tüm mal ve hizmet akımlarında etkin olduğu gözlenen İstanbul’dur. Bu kademede bir merkez olarak İstanbul ‘ülke metropolü’ olarak tanımlanmaktadır. 

Bir bütün olarak Türkiye’de Yerleşme Merkezlerinin Kademelenmesi (KÖYB, 1982) çalışması değerlendirildiğinde 5. kademede batıdan doğuya doğru gidildiğinde bölgelerin etki alanlarının küçüldüğü gözlenmektedir. Batıda Bursa ve Eskişehir bölgeleri, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi daha baskın merkezlerin etkisi altında kalarak alansal olarak fazla genişleyememiş ve istisna örnekleri oluşturmuşlardır. Bu kademede gözlemlenebilen bir başka olgu da sınır illerinin, Gaziantep istisna olmak üzere, bölge merkezi olma özelliğini taşımadığıdır. Özellikle Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda bölgelerin ağırlık merkezinin ülkenin orta kesimlerine doğru kaydığı açıkça görülmektedir. 6. kademeye gelindiğinde bu durum daha da belirginleşmekte ve ülkenin en doğusundaki merkez Gaziantep olmaktadır. Bu kademede dikkat çeken bir başka olgu ise İstanbul bölgesinin etki alanının tüm Karadeniz sahilini de kapsayarak Van’a kadar uzanmasıdır. Çalışmada bu durum, söz konusu alanda bir 6. kademe merkezin ortaya çıkmaması ile açıklanmaktadır. Günümüz koşullarında şüphe uyandıracak bu duruma, çalışmanın hazırlandığı 1980-82 yılları için de metinde, ticaret ve sanayileşme açısından Ankara’nın yetersiz kalması ve mal ve hizmet akımlarının İstanbul’dan karşılanması ile açıklama getirilmeye çalışılmaktadır. Harita 8 coğrafi bölgeleri ile 5. kademe fonksiyonel bölgeleri bir arada göstermektedir. Buna göre ilişki ağları üzerinden incelendiğinde coğrafi bölgelerin bir bütünlük arz etmediği görülmektedir. En belirgin örtüşme Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindedir. Karadeniz Bölgesinin belirgin doğal eşikleri ile iç kesimlerden ayrılması, Güneydoğu Anadolu bölgesinin ise düşük sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi ile diğer bölgelerden ayrışması bu örtüşmenin sebepleri olarak öne sürülebilir.