Her ülkede sivil toplumun kamusal alana kolayca ve etkin biçimde müdahil olabildiği yönetimler yerel yönetimlerdir. Ülkemizde Cumhuriyetle birlikte ilk yasası çıkarılan yerel yönetim birimi köylerdir. Köyde, 18 yaşındaki yurttaşlardan oluşan köy derneği en büyük karar organıdır. 

1930 da çıkarılan Belediye Kanunu 13 maddesi ile ilk kez hemşehri hukuku başlığı altında yurttaşların belediye işlerine katılma hakkı olduğu kabul edilmiştir. 2005 de kabul edilen yeni belediye yasası da bu maddeyi olduğu gibi benimsemiştir. Bu maddeye göre yurttaşlar ikamet ettiği belediyenin hemşehrisidir. Yurttaşların belediyenin,

  • Karar ve hizmetlerine katılma
  • Faaliyetleri hakkında bilgi edinme
  • Yapılan yardımlardan yararlanma

hakkı vardır.

2005 de yapılan yerel yönetim reformu ile belediyeler üzerindeki merkezi hükümetin yerindelik denetimi kaldırılmış, belediyeler özerk hale getirilmiştir. Yerindelik denetimi, demokratik düzen içinde halkın yetkisindedir. Bu denetim, seçimler dışında doğrudan doğruya halkın seçtiği belediye meclisi üyeleri tarafından yapılmaktadır. Halkın denetim yetkisi yalnızca seçimlerle sınırlı değildir. Vatandaşlar denetim yetkisini, başta Anayasamız olmak üzere, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı ve yukarıda sözü edilen hemşehri hukukundan almaktadır.

Halkın, bireylerin ve vatandaşların bu yetkiyi kullanabileceği türlü yöntemler vardır.  Bazı Batılı ülkelerde vatandaşların seçilen belediye başkanını geri çağırma hakkı vardır. Belli çoğunlukla halk tarafından benimsenmiş geri çağırma hakkına göre seçilmiş kişilerin görevlerine son verilebilmektedir. Bazı ülkelerde de belediye meclisi üyelerinin üçte biri iki yılda bir yapılan kısmi seçimlerle değiştirilebilmektedir.

Bizim hukukumuzda birey-vatandaştan başlamak üzere sivil toplum kuruluşlarının belediye işlerini katılmasını sağlayan çeşitli mekanizmalar öngörülmüştür. Bu mekanizmalar şunlardır:

  • Mahalle Muhtarlığı
  • Kamuoyu Yoklaması
  • İhtisas Komisyonu
  • Stratejik Plan
  • Acil Durum Planlaması
  • Kent Konseyi
  • Gönüllü Katılım

1.Mahalle Muhtarlığı

Yerel yönetim reformunun getirdiği yeniliklerden birisi de, mahallenin belediyenin bir alt birimi olarak tanınmasıdır. Birey-vatandaş ve sivil toplumun kamuya müdahalesinin ilk basamağı mahalle düzeyinde olmaktadır. Mahalleye ait her iş için mahallede yaşayanların katılımı ile görüş oluşturmak ve bunu ilgili kamu birimleriyle paylaşmak muhtarlığın temel görevlerindendir. İmar planı değişikliklerinden sokak isimlerinin belirlenmesine kadar mahalleyi ilgilendiren her konuda STK lar kamusal alana müdahale edebilir. 

2.Kamuoyu Yoklaması

Belediyeler, halkın ihtiyaçlarını saptamak ve belediye hizmetleri konusunda memnuniyeti ölçmek için kamuoyu yoklamaları yaptırabilir. Son yıllarda vatandaşın belediye hizmetlerini değerlendirdiği vatandaş karneleri uygulamaları başlamış bulunmaktadır. Bu karnenin hazırlanmasında anket sorularının tespitinden anketin uygulanmasına kadar Kent Konseylerinin devreye girmesi, kamuoyu yoklamasının güvenliği ve kabul edilebilirliği için önem taşımaktadır.

Antalya, Trabzon ve Manisa gibi kentlerimizde bunun iyi örnekleri bulunmaktadır.

3.İhtisas Komisyonları

Belediye meclisi, belediyenin genel karar organıdır. Meclis çalışmalarını, meclis üyelerinden seçilen ihtisas komisyonları eliyle gerçekleştirir. Belediye meclisi kararlarının olgunlaştırıldığı yer bu komisyonlardır. Belediye Kanunu, meclis ihtisas komisyonu çalışmalarına uzmanların, mahalle muhtarlarının ve ilgili STKların katılımına olanak sağlamıştır. Özellikle imar, çevre ve kültür komisyonlarına katılarak sivil toplum müdahalede bulunabilir.

4.Stratejik Plan

Belediye Kanununa göre, nüfusu 50.000’in üzerinde olan belediyeler, 5 yıllık görev süreleri boyunca izleyecekleri yönetim ve hizmet politikalarını belirlemek amacıyla stratejik plan ve performans programı hazırlamak zorundadır. Stratejik plan belediye bütçesinin hazırlanmasına esas teşkil eder ve belediye meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilir.

Stratejik plan yerel seçimleri takiben 6 ay içerisinde tamamlanmalıdır. Belediyeler bütçelerini, program ve projeleri için kaynak tahsislerini, stratejik plana uygun olarak göstermek zorundadır. Stratejik plan katılımcı yöntemle hazırlanır. Belediyeler, belediye hizmetlerinden yararlanan yurttaşların ve sivil toplumun katılımını sağlamakla yükümlüdür.

Sivil toplum kuruluşlarının kente müdahale hakkının en etkili aracı stratejik plandır. Son zamanlarda STKların kentin stratejik planına müdahalenin ötesinde belediye bütçesinin hazırlanmasına katıldıkları görülmektedir.  Bu amaçla katılımcı bütçe yöntemleri kullanılmaktadır. Porto Allegre deneyiminden sonra bu yöntem dünya çapında önem kazanmıştır.

5.Acil Durum Planlaması

1999 Marmara Depreminden sonra ortaya çıkan büyük yıkımdan sonra belediyelerin acil durum planlaması yapması zorunluluğu belediyelerin görevleri arasına alındı. Belediyeler bu planları katılımcı yöntemlerle ve geniş bir işbirliği içinde hazırlamakla yükümlüdür. 

1999 Depremi sırasında yaşananlarının belki de en önemli sonuçlarından birisinin birey ve sivil toplum girişiminin kamuoyu gözünde meşruiyet kazanmasıdır. Depremin yıkımının azaltılmasında sivil girişiminin payı büyüktür. Bu olay, sivil girişimin öneminin anlaşılmasında ülkemizin toplumsal tarihinde bir milat sayılabilir.

6.Kent Konseyleri:

Kent konseyleri STKların kentsel alana müdahale edebileceği en etkili katılım mekanizmalarının başında gelmektedir. Kent Konseyleri, “kent yaşamında; kentin hak ve hukukunun korunması, kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel değerlere sahip çıkılması; kadın, çocuk, genç ve engellilerin yerel karar alma mekanizmalarına aktif katılımının sağlanması, çevreyi koruyan politikaların üretilmesi, hesap sorulabilir belediyelerin yaratılması hedefleri etrafında örgütlenir.

Kent Konseyi, bir tür sivil belediye parlamentosudur.. Kent Konseyinde oluşturulan görüşlerin belediye meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluktur. 

Kent konseyleri çalışmalarını, konseye bağlı ikincil meclisler ve çalışma grupları eliyle yürütür. Dezavantajlı grupların sorunlarını belirlemek ve bu konularda önerilerde bulunmak üzere Kadın Meclisi, Engelliler Meclisi, Gençlik Meclisi gibi meclisler kurulabilir.

7.Gönüllü Katılım

Yurttaşlar belediye hizmetlerine gönüllü olarak da katılabilir ve bu şekilde topluma yararlı sosyal faaliyetlerin bir parçası haline gelebilirler. Belediyenin vermekte olduğu sağlık, eğitim, spor, çevre, sosyal hizmet ve yardım, kütüphane, park, trafik, kültür ve sanat, yaşlılara, kadın ve çocuklara, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasına yurttaşlar katılabilir. Bu alanlarda sivil toplumla belediyeler ortak projeler yürütebilir.

Sivil toplumla belediyelerin ortak proje yapmaları ve belediyelerin bu projelere para aktarmasının yolu Belediye Kanunda yapılan son değişiklikle mümkün olmuştur. Burada ortak proje işbirliğinde kamu yararına çalışan dernekler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına bir ayrıcalık tanınmıştır. Bu işbirliği belediye meclisi kararı ile sağlanabilmektedir. Öteki sivil toplum kuruluşları için ise ortak proje konusunda mülki amirden izin almak gerekmektedir.