Sağlık hakkı çeşitli yasalar ve sözleşmelerle koruma altına alınmış bir haktır. Anayasamıza göre Devlet sağlık hizmetlerini herkesin beden ve ruh sağlığını koruyarak hayatını sürdürebileceği şartları sağlamakla yükümlüdür. Bunun için gerekli düzenleme ve denetimleri yapmakla yükümlüdür (Anayasa Md. 56).

Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa göre sağlık kurum ve kuruluşları yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak planlanır, koordine edilir, mali yönden desteklenir ve geliştirilir (md.3(a))

Bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılması esastır (md.3(a))

1.Hasta Hakları Yönetmeliği

Hasta hakları yönetmeliği kişilerin sağlık hizmetlerine erişimleri sırasında hasta haklarının korunması amacıyla yürürlüğe sokulmuş ve hukuki korunma yollarının kullanılabilmesine dair usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla yürürlüğe sokulmuştur. Sağlık hizmetleri verilirken:

  • Beden, ruh ve sosyal hayat açısından iyilik bir bütündür ve en temel insan haklarından biridir,
  • Kişinin maddi ve manevi varlığının korunması hakkına sahip olduğu göz önüne alınarak, hastaya insanca müdahale edilmelidir,
  • Sağlık hizmetleri verilirken ayrımcılık yapılamaz,
  • Tıbbi zorunluluklar ve yasal haller dışında kişinin vücut bütünlüğüne zarar verilemez,
  • Kanunun müsaade ettiği durumlar dışında kişinin özel ve hayatına dokunulamaz, ilkeleri temel alınır. 

Bu ilkeler çerçevesinde, hastalar sağlık hizmeti alırken bilgi isteme; sağlık kuruluşunu seçme ve değiştirme; sağlık personelini tanıma, seçme ve değiştirme; tıbbi gereklere uygun teşhis, tedavi ve bakım görme gibi haklara sahiptirler. Ancak Türkiye’de yasal olarak “ötanazi” talep edilemez ve yasaktır. 

Hastalar ve yakınları haklarının çiğnendiğini düşündükleri durumlarda müracaat, şikâyet ve dava hakkına sahiptirler. Hasta hakları ile ilgili hukuki korunma yolları şöyle sıralanabilir:

  • Hasta iletişim birimleri: Bu birimler sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde, hastalarla kurum veya kuruluş arasında doğabilecek sıkıntıların çözümü için kurulmuştur. 
  • Hasta hakları kurulları: Bu kurullar sağlık kurum ve kuruluşları içinde çözülemeyen sıkıntıların çözümü için kurulmuştur. Başkanı bizzat il sağlık müdürü ya da müdürlük temsilcisidir. Ayrıca bu kurullar varsa şikâyet edilen personelin sendika temsilcisi, personelin görev yaptığı kurumun üst düzey temsilcisi, özel sağlık kuruluşuysa bu kuruluşun temsilcisi, hasta hakları derneği yoksa tüketici derneği temsilcisi ve valilik tarafından görevlendiren bir vatandaştır. Bu kurullar hem elektronik hem de yazılı formda başvuru alabilmektedir. Kurul başvuruyu alıp değerlendirmeye gerek görürse toplanır ve oluşmuş olan sıkıntıyı bir karara bağlar. Sonuç olarak hizmet ile ilgili sıkıntının giderilmesi ve hasta haklarının geliştirilmesi için öneri ve düzeltme kararı çıkartır. Tıbbi hatalarla ilgili başvurular kurul tarafından değerlendirilmez. Kurul bir başvurunun kabul edilmesi ve incelenmeye alınmasına karar verdikten sonra en geç 15 gün içinde toplanır. 

Ayrıca hasta hakkını ihlal ettiği iddia edilen personelin çalıştığı kurum ve kuruluş dava edilebilir ve hasta haklarını mahkeme yoluyla da arayabilir ve tazminat talep edebilir. 

Örnek: AİHM’in önüne gelen ve karara bağlanan bir dosyaya göre, hamile olan Menekşe Şentürk’e yapılan uygulamalar yaşam hakkının ihlali olarak kabul edilmiş ve T.C. toplamda 69.000€ tazminat ödemeye mahkûm edilmiştir. 2000 yılında gerçekleşen olayda, 37 haftalık olan Şentürk sancı şikâyetiyle eşi tarafından Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne götürülür. Burada bir ebenin muayenesinden geçen Şentürk’te doğuma dair bir işaret görülmediğinden jinekoloğa haber verilmez ve eve gönderilirler. Sancının dinmemesi üzerine İzmir Alsancak Nevval Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne giden çift burada da benzer bir açıklamayla karşılaşır ve evlerine gönderilirler. Evde eşinin sancılarının dinmemesi üzerine Mehmet Şentürk, Menekşe Şentürk’ü Ege Üniversitesi Hastanesi’ne götürür. Burada Acil Servis doktoru hastayı jinekoloji servisine yönlendirir. Serviste yapılan tetkiklerin ardından bebeğin anne karnında öldüğü ve hemen alınması gerektiği bildirilir. Ancak ameliyat için 600 veya 700 milyon kadar bir ön ödeme yapılması gerektiği söylenir. Ancak Mehmet Şentürk bu meblağın kendinde bulunmadığını söyleyince hasta İzmir Konak Kadın Doğum Hastanesi’ne yönlendirilir. Özel bir ambulansta herhangi bir tıbbi uzmanın refakati olmadan yola çıkan Menekşe Şentürk yolda yaşamını yitirir.

2.Yaşlı, Malul ve Sakatlara Bakım

Yaşlı, malul ve engelliler sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gereken bir gruptur (Anayasa Md. 61).

Örnek: 2000 yılında verilen karara göre davalı doktor yaptığı ameliyat sırasında kırık iğne ucunu hastasının burnunda bırakmış ve bu konuda hastayı bilgilendirmemiştir. Bu durumdan kaynaklı rahatsızlıklarını da alerji diye geçiştirmiştir. Davacı hasta durum için başka bir doktora gittiğinde ise iğneyi öğrenmiş ve davalıdan tazminat talep etmiştir. Sonuç olarak mahkeme doktorun gerekli özeni göstermediğini ve bu nedenle de tazminata mahkûm edilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Ayrıca hasta haklarına ilişkin düzenlenen yönetmeliğine göre, sağlık hizmetlerinin sunulmasında aşağıdaki ilkelere uyulması şarttır:

  • Bedeni, ruhi ve sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde yaşama hakkının, en temel insan hakkı olduğu, hizmetin her safhasında daima göz önünde bulundurulur.
  • Herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını haiz olduğu ve hiçbir merci veya kimsenin bu hakkı ortadan kaldırmak yetkisinin olmadığı bilinerek, hastaya insanca muamelede bulunulur.
  • Sağlık hizmetinin verilmesinde, hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç ve ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate alınamaz. Sağlık hizmetleri, herkesin kolayca ulaşabileceği şekilde planlanıp düzenlenir. 
  • Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazılı haller dışında, rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz.
  • Kişi, rızası ve Bakanlığın izni olmaksızın tıbbi araştırmalara tabi tutulamaz.
  • Kanun ile müsaade edilen haller ile tıbbi zorunluluklar dışında, hastanın özel hayatının ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

Bu konuda ayrıntılı bilgi alınabilecek bir başka kaynak da Hasta Hakları ve Yakınları Derneği’dir.

3.Kürtaj

Türkiye’de uzun tartışmaların konusu olmuş bir mevzu kürtaj. Yasaklandı, yasaklanmadı derken kafalarda karışıklık yaratmış olan tartışma aslında yasal olarak ciddi bir değişiklikle sonlanmadı. Kürtaj aşağıdaki kanun maddesinde belirtildiği gibi kürtaja hak tanımaktadır:

Nüfus Planlanması Hakkında Kanuna göre gebeliğin sona erdirilmesi onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde devlet hastaneleri de dâhil olmak üzere kürtaj yapılabilir. Onuncu haftadan sonra ancak uzman doktorların izniyle kürtaj gerçekleştirilebilir. Hayati tehlike durumunda gerekli müdahaleler yapılabilir ve kürtaj mümkündür (md.5)

Kürtaj gebe kadının iznine, küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hâkiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti nedeni ile şuur serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rızası aranmaz (md.6)

Onuncu haftadan sonra evli çiftlerde eşin rızasına gerek duyulabilir.

Soru: Hamileyken kanamam olduğu için doktora başvurdum. Doktor ceninin yaşamadığını söyledi ve gebeliğe son verilmesine karar verdi. İşlem yapıldı. Ancak bir kaç gün kanamalarım devam ettiği için tekrar aynı işlem yapılması gerekti. Buna rağmen kanamalarım devam edince başka bir doktora gittim. Burada bana rahim içinde bir takım parçacıkların önceki kürtaj işleminden kaldığı söylendi ve tekrar operasyon geçirdim. Yapılan eksik/hatalı işlemden ötürü kendimi kötü hissediyorum ve aynı zamanda maddi kayba uğradım. Ne yapabilirim?
Cevap:
Bu durumda muhakkak işlemin yapıldığı sağlık kuruluşunu şikâyet etmek gerekir. Ayrıca uğradığınız maddi ve manevi zarar dolayısıyla hukuk yollarına başvurabilir ve tazminat talep edebilirsiniz.