Günümüzde küreselleşme, iletişim araçlarındaki hızlı değişim, “herkes için” insan hakları ve demokrasi düşüncesinin gelişmesi gibi etkenler, yaşamımızı giderek karmaşıklaştırmaktadır. Temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiş, devlet işleyişinde saydamlık ve hesap verebilirlik; dezavantajlı grupların hakları gibi yeni ilke ve kavramlar  daha özgürlükçü bir yaşam biçimini de gerekli kılmaktadır. 

Peki, böylesine bir karmaşada yurttaşlar kendini nasıl savunacak, haklarına nasıl sahip çıkacak ve onları kullanarak kamusal ve idari işlerine nasıl müdahil olabilecektir?  Bu sorular, yasal (hukuk) okur-yazarlık adı verilen, herkesin kolaylıkla anlayabileceği dille yazılan el kitapçıkları ile cevaplanmaktadır.  Yasal okur-yazarlık ve yurttaşlık kavramı giderek her toplumda daha önemli hale gelmektedir. Öyle ki, bazı üniversiteler sırf bu alanda çalışacak uzmanlar yetiştirmek üzerine kurslar açmaktadır. İleri Batı toplumlarından gelişmekte olan ülkelere kadar her toplumda çok çeşitli alanlarda hukuk okur-yazarlığı konusu gündemdedir. Örneğin, sağlık hakları, bilişime karşı kişilerin korunması, yolcu hakları, öğrenci hakları, asker hakları gibi…

Yasal Okur-Yazarlık Nedir?

Yasal okur-yazarlık, gittikçe karmaşıklaşan dünyada herkesin bu dünya ile başa çıkabilmesi için kullanabileceği  bir hukuki yardım aracıdır. İnsanlar  gerek kendilerini ilgilendiren, gerekse birarada yaşamdan kaynaklanan  günlük veya daha uzun erimli kamuya ilişkin dertlerle başa çıkabilmek için “mevzuat hazretleri’’  denen ne idiği belirsiz bir güçle boğuşmak durumundadır. 

Ülkemizde on binlerce kanun, tüzük, yönetmelik, genelge, yönerge, sirkülerden oluşan bir mevzuat hazretleri vardır. Bir de bunlara, AB üyesi olmak için kabul etmek zorunda olduğumuz ve bir kısmını uygulamaya başladığımız yüz bin sayfayı aşan mevzuatı da eklersek, durumun ne kadar içinden çıkılmaz bir hal aldığını ayrıca açıklamaya gerek yoktur. Sade vatandaşlar bir yana, çoğu kez avukatlar  bile bir başka hukukçunun yardımına ihtiyaç duymaktadır.

Bu mevzuat hazretleri bazen hukuki bir metin, bazen de devlet gücü olarak karşımıza çıkar. Hukuki metinler, genellikle bizlerin anlayamayacağı bir dille yazılır, onu okuyup yorumlamak da özel bir uzmanlık gerektirir. Devlet gücü ise bazen polis, bazen yüklü bir para cezası veya ‘’yasak’’ levhası ile önümüze çıkar. Hayat  boyu  her ikisi ile de mücadele etmek, kendimizi her ikisinden de korumak zorunda kalırız.

Durum böyleyken, bir yurttaş olarak ne yapabilir ve kimi zaman devlet veya yerel yönetim, kimi zaman  ticari kuruluş, hatta bazen de sivil toplum biçiminde karşımıza çıkan bu dünya ile nasıl başa çıkabilirim? Tam bu noktada, elimizde iki tane çok önemli ve etkin araç bulunmaktadır. Bunlardan birincisi yurttaş olarak sahip olduğumuz haklardır. İkincisi de kamu işlerinin bizim ihtiyaçlarımıza göre yürütülmesi için bir müdahale aracı olan sorumluluklarımızdır. Gün geçtikçe bir yasal okur-yazarlık kütüphanesi oluşturmak ihtiyacımız arttığından bu kütüphane ile bölgesel-yerel demokrasinin geliştirilmesini desteklemeyi amaçlıyoruz Bölgesel-yerel demokrasinin güçlendirilmesi için öncelikle sivil girişimin desteklenmesi gerektiği kabulünden, kütüphanemizi kim için oluşturacağız ve içeriği ne olacaktır sorusuna şöyle cevap veriyoruz: 

Kütüphanemizde bu üç kategori için yazılmış üç el kitapçığı oluşturduk. Birey, Muhtar ve Sivil Toplum olarak belirlediğimiz kategorilerin tümü için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasamızda yer alan insan hakları ve özgürlükler ortak temel değerleri oluşturmaktadır. Bu ortak bölümden sonra, her bir kategori için bu hak ve özgürlükleri nasıl koruyup geliştirebileceğimiz, ilgili yasal dayanak ve seçtiğimiz mahkeme kararları ile açıklanmaktadır. Buna ek olarak hak ve sorumluluklarımızı bir müdahale aracı olarak kullanarak kamu işlerinin düzenli ve yasalara uygun biçimde gitmesini nasıl sağlayabileceğimiz anlatılmıştır. Başka bir anlatımla,  birey-kamu ilişkilerinin etkinleştirilmesi doğrultusunda  iyi yönetişim ilkeleri arasında yer alan katılım, saydamlık ve hesap vermeyi sağlamaya yarayacak  alanlarda bir hukuk okur-yazarlığı içeriği saptanmıştır.

Yasal okur-yazarlık kütüphanemizin üçüncüsü olan mahalle muhtarlığının birinci bölümünde, bir mahallede yaşayan insanların gerek yurttaş, gerekse topluluk olarak haklarının neler olduğu ile bu hakların nasıl korunacağı ve mahalle halkı olarak bu hakları kullanarak kamu işlerine nasıl müdahale edebileceği anlatılacaktır. Muhtarın; mahalle halkının birey ve topluluk olarak haklarının korunmasında mahallenin hem resmi temsilcisi hem de yerel kamu savunucusu sıfatıyla oynayacağı roller ve işlevler açıklanacaktır.

 Bu kitapçık ile, günlük yaşamda mahalle halkının ve yurttaşların haklarını koruması, onların kamu işlerine paydaş ve müdahil olmalarına yardımcı olmak amaçlanmaktadır. Böylelikle hem yurttaşların hem sivil toplum örgütlerinin hem de mahalle muhtarlarının bu konulardaki sorumluluklarına karşılık gelecek biçimde hukuki dayanak sağlamaktır. Böylece, bir yandan hak mücadelesinde muhtarların elleri güçlendirilirken, öte yandan da mahalle halkının haklarını fiilen kullanmasının önü açılmasına katkıda bulunmak amaçlanmaktadır.